Aşkın ne güzel halleri vardır. Ulaşılmazı bile sever bazen
en uzağındakine aşık olur bazen de en yakınındakine. O kadar acı bir an ki o
aşk ne yaşamak istersin ne de yaşamadan ölmek tamda Franz Kafka ile Milena gibi
. Milena aşkını anlatamaz Franz ‘da ondaki gizli kalan Milena aşkını.
Bu kitap mektuplardan oluşur. Okurken gerçek aşkı görerek
okumak gerek mektupları. Kitapta her ne kadar aşka dönüşemeyen bir mektuplaşma
görülse de aşka dönüşmeyen bir sevda görülmez. Aşka dönmüştür ama haberimiz
yoktur belki de. Gerçek hayatta da böyle olan çok insan vardır. Görmeden ilk
sesine aşık olan. Yan yana gelince ellerine, bakışlarına, ses tonuna ve
gülüşüne 😊 insanoğlu böyle.
Devam edelim araya girdim yine dayanamadan 😊
Milena yaşadığı dönemi derdi sıkıntıyı Franz Kafka’ya
anlatmaktadır. Franz Kafka’yı Milena yanına çağırır. Bu çağrılara ve hastalığına
da mektuplarında yer vermektedir. Franz Kafka da ona yazılan bu mektuplara
yanıtlar vermektedir. Çok geçmez Franz Kafka Milena’yı görmek için Milena’nın
yaşadığı şehre gider. Neresi mi tabi ki Franz’ın en çok gitmek istediği yer
olan Viyana. Gider ama hemen görüşemezler tabi. Hatta hiç görüşemezler. Çünkü
Kafka’nın hastalığı ilerle ve çok geçmeden ölür.
Milena evliydi ve belirsizliklerle dolu bir hayali vardı
ortada. 1920 tarihinde yazılmaya başlanan mektuplar 1923 yılında sona eriyor.
Hatta mektupların bir bölümünde Franz Kafka’nın ‘’hastalığımda, sağlığımda
sensin Milena.’’ Dediğini görüyoruz ki ben bunu görünce tüh be dedim. Nasıl bir
aşktır bu dokunmadan görmeden sevmeden. Nasıl bir aşktır ki ikisi de
birbirinden vazgeçemiyor. Cidden şunu söyleyebilirim Franz’ın dilinden okudukça
aşktaki anlamı buluyorsunuz sonra çok güzel aşık oluyorsunuz kalbi temiz sizi,
sizin onu sevmeniz gibi seven bir adama . Gözünüz kapalı güvenerek seviyorsunuz
benim gibi.
Üniversitedeyken bir ödev konumuz vardı. Düşün düşün
bulamamıştık grup arkadaşlarımla onlara buradan selam olsun sizi çok seviyorum
nergom ve yasom…
Ödev konumuz edebiyat olsun dedik ve Milena’dan, Leyla’dan,
Ahmed Arif’ten ve Franz Kafka’dan bahsettik. En güzel konu hazırlığıydı bizim
için.
Mektupta bir olay örgüsü olmaz çünkü mektuplardan oluşan bir
kitap bu olayh örgüsü düzenli giden bir hikaye aramayın. Sadece Franz gibi
düşünün Ahmed Arif gibi sevin arkadaşlar. Her insan layığını bulsun layığını
sevsin. Herkes değer verene aşık olsun.
Aşk ile kalın..
İyi okumalar