Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Merhaba. Bu zamana kadar nerdeydin dediğinizi duyar gibiyim… Bilgisayarım bozuldu hiç sormayın para biriktirip yenisini almak zaman aldı biraz ama şimdi sizinleyim. Bu 1 haftadır fenomen olan kitap üç kız kardeş. Ben bunu 2 sene önce okumuştum. Bir solukta bitirmiştim. Bu yüzden kitabı çok hatırlayamıyorum ama şimdi anneme de okutuyorum o bana hatırlatıyor bazı yerleri  😊

        Şimdi ilk önce İclal aydın’dan bahsedeyim:

    İclal Aydın, 14 Eylül 1971 tarihinde Nevşehir'de doğmuştur. Çerkes kökenli bir anne ile Elazığ'lı Kürt bir babadan dünyaya gelen İclal Aydın, memur olan ailesinin görev yeri olan Nevşehir'de doğdu. İclal Aydın, bir yaşındayken babasının tayin olmasıyla Ankara'ya geldiler. İlkokulu Ankara'da bittikten sonra bir süre Elazığ Anadolu Lisesi'nde yatılı olarak okudu. Annesiyle babası boşanınca Ankara'ya geldi. Liseyi Ankara'da Yenimahalle Mustafa Kemal Lisesi'nde okudu.
Ortaokul ve lise yıllarını yazarak ve tiyatro çalışmaları yaparak Ankara'da geçirdi. 1989 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü kazanıp üniversite eğitimine başladı ancak 2. sınıfta okulu bırakıp Berlin'e yerleşti. Almanya´da hayatını devam ettirmek için hem tiyatro yaptı, hem de restoranda bulaşıkçı olarak çalıştı. Almanya'da altı yıl profesyonel tiyatro yaptı. Çeşitli sosyal çalışmalara, workshop'lara katıldı. 1996 yılında tiyatroyu bırakarak Berlin'den Türkiye'ye döndü ve 1997 yılından itibaren televizyon projelerinde yapımcı-sunucu ve oyuncu olarak çalışmaya başladı. 1990 yılından beri Tiyatro ve televizyon projeleri üretiminde metin yazarlığı da yaptı.
1997 yılında Ayna grubunun "Ölünce Sevemezsem Seni" klibinde rol aldı. HBB'de gündüz kuşağında, "2'den 4'e" adında kadınlara yönelik bir program sundu.



1998-2000 yılları arasında da Radyo D, Radyo Cumhuriyet, Radyo Kent, BRT FM'de program yaptı. 1999'da Hayat Güzeldir programıyla BRT'ye geçti. Hayat Güzeldir programı için yazdığı günlükleri ve metinleri bir araya getirerek ilk kitabını oluşturdu. Çeşitli dizilerde oynadı. 2003-2005 yılı arasında haftalık bir kadın dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı.

2001-2013 yılları arasında önce Sabah, sonra Vatan gazetesinde söyleşiler ve günlük köşe yazıları yazdı.

2006 yılında Star TV'de yayınlanan "İki Aile" dizisinde rolünü Emre Kınay ile birlikte oynamıştır.

2012 yılında "Aşkın Halleri" adlı bir dizide Metin Akpınar, İpek Tuzcuoğlu ve Güven Kıraç ile başrolde oynadı.

2014 yılında "O Hayat Benim" adlı dizide Hasret karakterini canlandırırken; Keremcem, Ceren Moray, Ezgi Asaroğlu, Sinan Albayrak, Oya Başar, Zeynep Eronat, Yeşim Ceren Bozoğlu ile birlikte rol almıştır.

Ödülleri :

2007 - Karadeniz Teknik Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü, En beğenilen yazar
2008 - Rotary Kulübü, Özel Meslek Ödülü
2006-2007 Rotary Kulübü / Ulus, Üstün Meslek Ödülü Basın
2005 - Mavigün Koleji, Yılın En İyi Köşe Yazarı
2005-2006 - İstek Vakfı, Yılın Yazarı Ödülü
2005 - İstanbul Üniversitesi, Yılın En İyi Yazarı
2005-2006 - Rotary, Meslek Özel Ödülü Basın
2005 - İstanbul Üniversitesi Ö.K.M. Bilgi Kulübü, Yılın En İyi Yazarı
2005 - Oriflame, En başarılı Kadınlar Edebiyat Ödülü
2004 - Capitol, Ziyaretçilerin en çok beğendiği kadın gazeteci-yazar
2004 - BJK Koleji, Basında Yılın Annesi
2003 - Radyo Gazetecileri Derneği, Medyanın en iyileri En iyi kadın programı (Hayat Güzeldir)
2003 - Avon, 10. Yıl En başarılı kadın gazeteci
2003 - İstanbul Teşvikiye Rotary Kulübü, Meslekte Başarı Ödülü
2003 - II. Magazin Gazetecileri Derneği, Altın Objektif Özel Halk Ödülü
2003 - Fatih Üniversitesi, Genç Kuşak Özel Onur Ödülü
2002-2003 - Uluslararası Rotary, Özel Meslek Ödülü
2002 - Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, En Beğenilen Sabah Kuşağı Programı Hayat Güzeldir
2002 - Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi, Yılın Köşe Yazarı
2002 - Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği, Yaşam Motivasyon Ödülü
2002 - Tepedekiler Yılın Kitabı, Hayat Güzeldir
2001 - Kaimi İletişim Ödülleri İzmir Anadolu Lisesi, En iyi gündüz kuşağı program sunucusu
2001 - İnci Abla Koleji, Yılın En Sevilen Kadın Oyuncusu
2001 - İstanbul Mizah Tiyatrosu, 3. Liselerarası Tiyatro Festivali IMT Özel Ödülü
2000 - İstanbul Mizah Tiyatrosu, 2. Liselerarası Tiyatro Festivali

Kitapları :

2001 - Hayat Güzeldir
2003 - Bitmiş Aşklar Emanetçisi
2004 - Yaz Bitmesin
2005 - Gördüğüme Sevindim
2009 - Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken
2009 - Senin Adın Bile Geçmedi
2010 - Kağıt Kesikleri
2011 - Zeynep Lal Büyürken – "Resimler Rengarenkler"
2011 - Zeynep Lal Büyürken – "Kanatlar"
2013 - Bir Cihan Kafes

Film ve dizileri :

2014 - 2015 - O Hayat Benim (Hasret) (TV Dizisi)
2014 - Arkadaşım Hoşgeldin (Kendisi) (Tv Programı)
2012 - Gına (TV Dizisi)
2012 - Göç Zamanı (Zehra) (TV Dizisi)
2012 - Aşkın Halleri (Asiye) (TV Dizisi)
2009 - Haneler (Kendisi) (TV Dizisi)
2009 - Güldünya (Canan) (TV Dizisi)
2006 - İki Aile (Eda Aydeniz/Karaman) (TV Dizisi)
2005 - Organize İşler (Hilal) (Sinema Filmi)
2004 - Avrupa Yakası (TV Dizisi)
2003 - Vizontele Tuuba (Reyhan ) (Sinema Filmi)
2001 - Dedem, Gofret ve Ben (Ayfer) (TV Dizisi)
2000 - Zor Hedef (Bahar) (TV Dizisi)
2000 - Yarın Geç Olmayacak (TV Filmi)
2000 - Vizontele (Reyhan) (Sinema Filmi)
1998 - Sıcak Saatler (Melek) (TV Dizisi)
1995 - Mirasyediler (Ayla) (TV Dizisi)
1995 - Bir Demet Tiyatro (TV Dizisi)

Kitabı ile ilgili bu aralar dizisi başladı unutmadan söyleyeyim İclal aydın kendi kitabında rol almakta hemde kızların annesi olarak şimdi gelelim kitaba 😊


    Defne’nin New York’a geleceği gün teyzesi Dönüş tarafından uçağa binmeden hemen önce sırt çantasına bir kitap koymasıyla birçok gerçek bambaşka hayatları da beraberinde getirir. Artık o defterde yazan her şey sadece Defne’ye aittir.

    Kardeşlerin en büyüğü olan Türkan, ortancaları Dönüş ve en küçükleri Derya’nın hikayesi olan Üç Kız Kardeş’in anneleri ilkokul öğretmeni babaları ise PTT müdürüdür. İlk çocuk olmakla birlikte oyuncak bir bebek gibi büyütülen Türkan, o dönemlerde Eskişehir’de ikamet etmektedir. Babaları Sadık’ın tayini Ayvalık’a çıkınca annesi de tayinini oraya aldırmak durumunda kalır. Ancak asıl bilinmeyen hadise annelerinin hamile olmasıdır. Kocasından ve kızından ayrı bir hayat yaşamak durumunda kalan anne zor bir hamilelik döneminden sonra Dönüş’ü dünyaya getirir. Ancak doktorlar bebeğin yaşama şansının az olduğunu söylerler. Ayvalık’ta bulunan çocuk doktoru Metin Bey’in de yardımlarıyla Ankara’ya götürülmesine rağmen kısa zamanda her şey yoluna girer. Ve nihayet Nesrin Hanım’da tüm zorluklardan sonra Ayvalık’a gelir. Haftalarca Dönüş için uğraşan Metin Bey’inde Serdar adında bir çocuğu olur.

    Bir süre sonunda iki kız kardeşe Derya adına bir kardeş daha katılır. Liseden mezun olduktan sonra Türkan’a İstanbullu zengin bir aile talip olur. Rüçhan Hanım özellikle Türkan’ın zarifliğine, güzelliğine ve iş bilmesine hayrandır. Oğlu da tahsilini Avrupa’da tamamlamış daha sonrasında İngiltere’ye gitmiş ve sonunda Türkiye’ye geri dönmüştür. Ancak gerçekler aslında hiçte öyle değildir. Defne Türkan’ın kızıdır. Dünyaya geldiği zaman hastane ziyaretinden bir gün sonra anneleri Nermin Hanım hayatını kaybeder. Geride kalan büyük sır ise Türkan’ın vicdan azabı ile gün yüzüne çıkar.

    Erkek çocuğu havasında korkusuz ve başına buyruk olan Derya’da İstanbul’da Mimarlık Fakültesi’ni kazanarak üniversiteye gider. Dönüş çocukluk aşkı olan Serdar’a aşıktır. Serdar’da Ankara Tıp’ta okumaktadır. Dönüş’ünde en büyük korkusu onu sonsuza kadar kaybetmektir. O da çok uğraşmasına rağmen panik atak yüzünden o çok istediği Edebiyat Fakültesi’ni kazanamaz. Serdar’da Dönüş’e aşık olmasına rağmen ona yıllarca mektup yazmasına rağmen ne bir haber alabilir ne de karşılık duyabilir. Gizli aşk senelerce kimseden habersiz devam eder.

    Bu güzel ailede birde Mesut vardır. Mesut’ta kimsesiz bir şekilde Ayvalık’ta dolanırken Sait Bey tarafından himaye altına alınır. Sait Bey’in ona sırtındaki paltoyu hediye etmesi ile Mesut ölene kadar o paltoyla gezer ve ona ‘Baba’ diye hitap eder. Yaş olarak ne kadar büyük olsa da zekası gelişmeyen bir birey olan Mesut bir gün sobada tomarla para yakar. O para aslında onların evi, barkı tüm geleceğidir ve beş parasız kalmalarına neden olur.

    Derya ise üniversitede tanıştığı Erdem ile evlenir ve ondan bir kızı dünyaya gelir. Halası Dönüş için birçok kısmet bulsa da onun aklı hala Serdar’dadır. Nihayet halası bir kısmet bulur ve Dönüş bir anda karşısında Serdar’ı bulunca neye uğradığını şaşırır. Serdar ve Dönüş aile arasında düzenlenen sade bir törenle evlenir.

    Türkan’da kocası Somer’in yıllarca çilesini, yokluğunu, çapkınlığını, ihanetlerini, kaynanası Rüçhan’ın hakaretlerini, dayaklarını yaşadıktan sonra kızı Defne’yi de yanına alarak boşanır. Yıllar sonrasında ise karşısına çıkan kendi hayat mücadelesini verdiği şirketin sahibi ve patronuna aşık olarak onunla evlenir. Artık O’da yaşantısında mutludur.

    Derya tüm hırsını, ilgisini, enerjisini iş hayatına yöneltip kızını ve kocasını ihmal edince evliliğinde çatırtılar başlar. Kocası Erdem boşanmak istediğini ve O’nu aldattığını söyler. Oysa attığı bu yalana kendi bile utanırken tek isteği Derya’nın dikkatini kendisinde toplamaktır.

    Hayatı kitaplar, şiir olan, kendi halinde naif ruhlu Dönüş çocukluk aşkına kavuştuktan sonra Can adında bir erkek çocuk dünyaya getirir. Her şey tamda yolunda giderken Dönüş’ün kanser olduğu ortaya çıkar. Ve ailesinin de desteğiyle o günleri atlatır. Sırları ve hatıralarıyla birlikte bildikleri, sonradan öğrendikleri ile hastalık döneminde yazmaya başladığı defter bir gün Derya’nın eline geçer ve bu ortaklığa Türkan da şahit olur. İşte tüm bilinmeyenlerde o vakit ortaya çıkar. Dönüş’ün yeğeni Defne’ye eğitim için giderken gizlice tutuşturduğu hayat hikâyeleri artık tamamen ona emanettir.


                    Dizi tutmuş diyorlar show tv de izleyin derim ve kitabını mutlaka okuyun hatta diğer kitapları da çok güzel kitabın devamı gibi geliyor arka arkaya okuyunca hepinize kucak dolusu sevgileerrr :)))

                                     

















Kaynakça:

·         Kitap özeti

https://www.superhaber.tv/iclal-aydin-uc-kiz-kardes-kitap-ozeti-oku-uc-kiz-kardes-sonu-nasil-bitiyor-haber-378114

·         İclal Aydın’ın hayatı

https://www.fotomac.com.tr/kimdir/2022/02/21/iclal-aydin-kimdir-3-kiz-kardes-dizisinde-hangi-rolde

  

    Bu bir hayat hikayesi aslında. Uzun bir süre boyunca yazmayı düşünüp zaman bulamadığım bir kitap kendisi. Malum tatiller falan zaman kalmadı pek.

    Bu aralar bir de eski alışkanlığıma geri döndüm. Edebi dergiler. Yanlış meslekteyim ben galiba edebiyatçı falan olmam gerekiyor yol yakınken geri mi dönsem ne 😊

    Kitaba geçelim artık. Bu kitap Stefan Zweig’in ölmeden önce yazdığı son eseridir.

    Kitapta kısaca bahsedilen şeyden hemen bahsedeyim. Hiç satranç oynamamış bir insanın bir avukatın kitaptan öğrenerek yüz yüze atlatamadığı hastalığına aldırış etmeden satranç oynaması ve oynarken de kendini kaybetmesi.

   Kitap iki arkadaşın New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemiye binmesiyle başlar. Gemide dünya satranç şampiyonu Mirko Czentoviç de bir turnuva için Buenos Aires’e gitmektedir. Gemide gazeteciler dolup taşmıştır Czentoviç için. Satranç birincisi Mirko, küçük yaşta anlama ve konuşma gibi birçok konuda zorluklar çekmiş bir köylü. Babasının ve arkadaşının 3 el oynadığı satrançı izleyerek öğrenmiştir. Bir gün  yine babasının oynadığı satrancı izlerken, babasının işi çıkarve gitmek zorunda kalır. Gittikten sonra oyuna Mirko girer ve oynadığı eş ile birlikte bütün oynadıklarını kazanır. Babası Mirko’nun bu durumun çok şaşırır ve şehirdeki satranç kulübüne giderek Mirko’nun yeteneğini herkese gösterir. Bu şekilde yükselen Mikro sonunda dünya şampiyonu olur. Fakat satranç oyunları her bittiğinde saçma ve anlaşılmaz şekilde konuşur ve küçüklüğündeki gibi aptal bakışlar atar.  Bu yüzden gazetecilerle veya çevresindekilerle satranç dışında hiç konuşmaz.

   Kendini gemide izleyen Mirko günden güne duyulmaya başlar. Bunu duyan milyoner petrol zengini Mcconnor, Mirko’ya para karşılığı bir el satranç oynamayı teklif eder. Mirko ise bu teklifi ise bu tekliği hemen kabul eder. O gün geldiğinde tüm izleyenler Czentovic’e karşı satranç oynayacaktır.

  Czentovic 42 hamlede Mcconnor’ı yenmiştir. Yenilgiyi hazmedemeyen Mcconnor bir el daha teklif eder. Bu elde yenilgiye doğru ilerlerken beklenmedik biri çıkagelir. Doğru hamleyi Mcconnor’a gösterir. Her sıra Mcconnor’a geldiğinde çıkagelen adam yardımcı olur. Sonunda Czentovicle berabere kalan Mcconnor ona yardım eden adının Dr. B.olduğunu öğrendiği kişiye Czwntovic ile bir el oynamasını ve parasını ödeyeceğini teklif eder.

   Dr. B. Bunun imkansız olduğunu 25 yıldır oynamadığını söyleyerek aradan sıyrılır. Dr. B.’nin oynamasını isteyenler yanına birini yollar ve ikna etmesini ister. Dr. B. Bunu yapamayacağını söyler ve hikayesini anlatmaya başlar. Ama size tabikide hikayesini burada anlatmayacağım kitapta okumanızda fayda var 😊

Kitabın sonuna geleyim.

   Czentovic ile Dr. B. 1 el oynar. Ertesi gün elde Czentovic yenildiğini anlayınca pes eder ve Dr. B. Bir el daha ister. Fakat yine gereğinden fazla heyecanlanmaya başlamıştır. En sonunda tekrar sinir krizi nükseder ve kendine gelince oyunu bırakır. Masada Czentovic satran. Taşları ile baş başa kalmıştır.
 
   Kitabın sonunda üzülsem mi gülsem mi bilemedim. Ama kitabı okumalısınız.
 
Hepinize iyi okumalar diliyorum ve mutlu günler diliyorum…




Uzun bir aradan sonra herkese Merhaba Dostlar. 

  

       1998 Yılında Ozan Emekçi tarafından yazılmış bir destandır. İlk başlarda dört kıtadan oluşan şiir yazıldıkça destan haline gelmiştir. Gerçek adı Ali Haydar Levendiz olan Ozan Emekçi 1955 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. 

       İlk defa babasından dinlediği bağlama ile küçük yaşlarda tanışır ve özellikle Aşık Mahzuni ŞERİF’ten çok etkilenmiştir. Dönemin politik koşullarından dolayı meslek lisesi 2. Sınıftan okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Aşık Mahzuıni ŞERİF’ in dışında Meçhuli ve Aşık İhsani’den de etkilenen Ozan Emekçi İlk kasetini 1973 yılında Gaziantep’te çıkarmıştır. 

       1974 yılında Aşık Daimi ve Ümit Kaftancıoğlu ile radyo programlarına katılmış ve ilk plağını da 1975 yılında çıkarmıştır. Aşık Mahzuni ŞERİF, Nesimi ÇİMEN, İsmail İPEK ve Aşık İhsani ile beraber Anadolu turnelerine katılan Ozan EMEKÇİ 1976 yılında tutuklanmış ve 12 Eylül darbesinden sonra da yurt dışına çıkmıştır. 

Yaşamını hala Almanya’ da sürdüren Ozan Emekçi, arkadaşı Mehmet BAYRAK ile birlikte 1995 yılında Hamburg şehrine doğru yolculuk esnasında ve kendi sininde aracı kullandığı sırada ilk dörtlüğü mırıldanır ve “Mehmet Abi kağıt kalem çıkarıp yazarımsın” der. Hamburg şehrine varıldığında ise ilk dört kıta bitmiş olur. Ve arkadaşı Mehmet Bayrak eğer bunu 72 kıta yaparsan ben bunu kitap yaparım ama bir şartım vardır: ''Yazılan dizelerin ruh hali değişmeyecek''  diyerek Ozan EMEKÇİ ye bir teklif yapar. Dizeler aktıkça akar ve 72 kıtadan oluşturulması istenen şiir 77 kıtaya ulaşır ve bir destan haline gelir üstelik bu 77 kıtanın yazılması ise 3 sene sürer. 



Her yazdığı dörtlüğü Mehmet BAYRAK’ a okuyan Ozan EMEKÇİ, Mehmet abisi onay verdikten sonra diğer kıtaları yazmaya başlar. Bir anlamda kendimle de hesaplaştım dediği bu destan için son yüz yılda yazılan en iyi destanlardan biridir der. Feryad ü İsyan yani kayıp destan için “Bu bir aşk şiirdir., ancak bu aşk ile şehveti birbirinden ayıran bir şiirdir. Çünkü şehvet başka aşk başka bir şeydir. Aşk denildiğinde memleket aşkı var, insanın kendine has aşkı var” der.

Bütün varımı yoğumu ortaya döktüğüm dediği bu Feryad ü İsyan için kendisine neden 72 kıta diye sorulduğunda ise “Dünya’ da 72 millet var ve her bir millet için bir kıta yazdım” diyerek cevap verir. Kitap sadece 1000 adet basılmış ve daha sonra hiç basımı gerçekleşmemiştir.

Eserleri Aşık Mahzuni ŞERİF, Sabahat AKKİRAZ, Musa Eroğlu, Hasret Gültekin, Güler Duman gibi birbirinden değerli Türk Halk Müziği Sanatçıları tarafından seslendirilen Ozan Emekçi 5 i Türkiye’ de olmak üzere toplamda 17 kaseti, 4 adet de 45’lik plağı bulunmaktadır. Feryad ü İsyan adlı destanın ilk dört kıtası da Türk Halk Müziği sanatçısı Mazlum Çimen tarafından seslendirilmiştir.




Kitaplığımda bulunan bu değerli eseri sizinle paylaştığım için ve tekrar yazılarımla aranıza döndüğüm için çok mutlu oldum.


Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın  

Güzel Dostlar...